Anket Sonuçlarımız Yayınlandı

Dijital Bağımlılık: Artık Sadece Bir “Genç Sorunu” Değil

Sabah alarm çalınca ilk yaptığınız şey nedir? Eğer cevabınız “telefonuma bakarım” ise, yalnız değilsiniz. Yaptığımız kapsamlı ankette gençlerin yüzde 78’i sabahları uyanır uyanmaz ilk 15 dakika içinde telefonlarını kontrol ettiklerini belirtti. Bu rakam, ekran bağımlılığının ne kadar yaygın ve normalleşmiş bir davranış haline geldiğinin en çarpıcı göstergelerinden biri.

Son yıllarda teknolojinin hızla gelişmesi ve özellikle COVID-19 pandemisiyle birlikte dijital ortamların hayatımızın merkezine yerleşmesi, gençlerde ekran kullanımını dramatik bir şekilde artırdı. 15-25 yaş arası 250 gençle gerçekleştirdiğimiz anket, bu durumun boyutlarını ve etkilerini net bir şekilde ortaya koyuyor.

Araştırma Metodolojisi

Bu kapsamlı çalışma, 15-25 yaş arası 250 genç katılımcı ile gerçekleştirildi. Anketimiz 6 ana bölümden ve 25 sorudan oluşuyor. Bu bölümler demografik bilgiler, ekran kullanım alışkanlıkları, ekran bağımlılığı belirtileri, fiziksel ve psikolojik etkiler, sosyal etkiler ile farkındalık ve değişim isteğini kapsıyor. Katılımcılar, çoğu soruyu 5’li Likert ölçeğinde değerlendirdi; 1 “Kesinlikle Katılmıyorum” anlamına gelirken, 5 “Kesinlikle Katılıyorum” anlamına geliyor.

Ana Bulgular: Rakamlar Konuşuyor

Gençler Günde Ortalama 5.8 Saat Ekran Başında

Araştırmamızın en çarpıcı bulgularından biri, gençlerin günlük ekran kullanım süreleri. Katılımcıların yüzde 35’i günde 5-6 saat, yüzde 25’i günde 7-8 saat, yüzde 10’u günde 9 saat ve üzeri ekran başında vakit geçiriyor. Yüzde 22’si günde 3-4 saat kullanırken, sadece yüzde 8’i günde 0-2 saat ekran karşısında kalıyor. Bu rakamlar, gençlerin büyük çoğunluğunun (yüzde 70) günde 5 saatten fazla ekran karşısında olduğunu gösteriyor. Yetişkinlerde ortalama uyku süresi 7-8 saat olduğunu düşündüğümüzde, gençler uyanık oldukları zamanın neredeyse yarısını ekran başında geçiriyor.

Sosyal Medya ve Video İzleme Zirvede

Gençlerin ekranları en çok hangi amaçlarla kullandığını incelediğimizde, sosyal medyanın açık ara önde olduğunu görüyoruz. Katılımcıların yüzde 82’si sosyal medya kullanırken, yüzde 74’ü YouTube ve Netflix gibi platformlarda video izliyor. Mesajlaşma yüzde 68, oyun oynama yüzde 55, eğitim ve ödev yüzde 42, haber takibi ise yüzde 28 oranında tercih ediliyor. Dikkat çekici olan nokta, eğitim ve ödev gibi yapıcı amaçların sadece yüzde 42 ile beşinci sırada yer alması. Bu durum, ekranların büyük oranda eğlence ve sosyalleşme aracı olarak kullanıldığını gösteriyor.

Ekran Bağımlılığı Belirtileri Yaygın

Gençlerin ekran bağımlılığı belirtilerini değerlendirdiğimizde, endişe verici sonuçlar ortaya çıkıyor. Beş üzerinden yapılan değerlendirmede, yatmadan önce mutlaka telefona bakma davranışı 4.3 puan ile en yüksek skoru alıyor. Planladığından daha uzun süre ekran başında kalma 4.2, gelişmeleri kaçırma korkusu (FOMO) 4.1, şarj bitince tedirgin olma 3.9, telefonun yanında olmayınca huzursuzluk 3.8, ekran kullanımını azaltamama 3.7 ve ekransız sıkılma 3.5 puan aldı. Bu yüksek puanlar, özellikle yatmadan önce telefon kullanımının neredeyse bir ritüel haline geldiğini gösteriyor. FOMO ve nomofobia gibi modern çağın psikolojik fenomenleri gençler arasında yaygınlaşmış durumda.

Uyku Bozukluğu ve Konsantrasyon Azalması Başı Çekiyor

Ekran kullanımının fiziksel ve psikolojik etkileri ciddi boyutlarda seyrediyor. Uyku düzeninin bozulması 4.1 puan ile en ciddi etki olarak öne çıkıyor. Fiziksel aktivite azalması 4.0, göz yorgunluğu ve baş ağrısı 3.9, konsantrasyon azalması 3.8 ve stres ile kaygı hissi 3.6 puan aldı. Katılımcıların yüzde 67’si ekran kullanımı nedeniyle uyku bozukluğu yaşadığını bildirdi. Uyku düzeninin bozulması, sadece dinlenmeyi değil, aynı zamanda genel sağlık, bağışıklık sistemi ve akademik performansı da olumsuz etkiliyor. Fiziksel aktivite azalması da önemli bir bulgu çünkü hareketsiz yaşam tarzı, obezite, kardiyovasküler hastalıklar ve kas-iskelet sistemi sorunlarına yol açabiliyor.

Dijital Dünyada Daha Rahat, Gerçek Dünyada Daha Mesafeli

Ekran bağımlılığının belki de en yıkıcı etkisi sosyal ilişkiler üzerinde görülüyor. Katılımcıların yüzde 71’i dijital ortamda kendini daha rahat ifade ettiğini belirtirken, yüzde 65’i arkadaşlarıyla yüz yüze buluşmak yerine sosyal medyayı tercih ediyor. Yüzde 62’si kulüpler, spor ve hobiler gibi sosyal aktivitelerden uzaklaştığını söylerken, yüzde 58’i aile veya arkadaşlarıyla birlikteyken bile telefona baktığını itiraf ediyor. Bu bulgular, gençlerin sanal dünyada rahat ama gerçek dünyada sosyal becerilerini geliştirmekte zorlanabileceğini gösteriyor. Yüz yüze iletişimin azalması, empati, duygusal zeka ve sosyal beceriler açısından endişe verici bir durum yaratıyor.

İyi Haber: Gençler Farkında ve Değişmek İstiyor

Tüm bu olumsuz tabloya rağmen umut verici bir bulgu var: Gençlerin büyük çoğunluğu durumun farkında ve değişmek istiyor. Katılımcıların yüzde 77’si ekran kullanımının hayatlarına olumsuz etkileri olduğunu düşünüyor; bunun yüzde 32’si “çok fazla”, yüzde 45’i ise “biraz” olumsuz etki olduğunu belirtiyor. Yüzde 73’ü ekran kullanım süresini azaltmak istiyor; bu oran içinde yüzde 38’i “kesinlikle”, yüzde 35’i “belki” azaltmak istediğini söylüyor.

Gençler ekran yerine hangi aktivitelere yönelmek istiyor? Spor ve fiziksel aktiviteler yüzde 68 ile ilk sırada yer alıyor. Arkadaşlarla yüz yüze sosyal aktiviteler yüzde 62, sanat ve el sanatları yüzde 45, okuma yüzde 42, müzik yüzde 38 ve doğa aktiviteleri yüzde 35 oranında tercih ediliyor. Bu sonuçlar, gençlerin doğru yönlendirme ve destek verildiğinde değişime açık olduklarını gösteriyor.

Sonuç ve Öneriler

Araştırmamız, ekran bağımlılığının gençler arasında yaygın ve çok boyutlu bir sorun olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Ancak en önemli bulgu, gençlerin bu durumun farkında olması ve değişim istekleri. Bu noktada ailelere, eğitimcilere ve politika yapıcılara önemli görevler düşüyor.

Ekran Süresi Yönetimi

Gençlerle birlikte net ve gerçekçi ekran süresi kuralları belirlemek büyük önem taşıyor. Örneğin, yemek saatlerinde ve yatmadan bir saat önce ekransız zaman oluşturulması, hem aile içi iletişimi güçlendirecek hem de uyku kalitesini artıracaktır. Bu kuralların gençlerle birlikte, onların da görüşleri alınarak belirlenmesi, uygulanabilirliği artıracaktır.

Alternatif Aktiviteler Sunmak

Spor kulüpleri, sanat atölyeleri, müzik grupları gibi çeşitli aktivite seçenekleri sunmak gerekiyor. Gençlerin ilgi alanlarına uygun hobiler keşfetmelerini desteklemek, ekran başında geçirdikleri zamanı doğal olarak azaltacaktır. Özellikle anket sonuçlarına göre gençlerin yüzde 68’i spor ve fiziksel aktivitelere yönelmek istiyor; bu talebe karşılık verilmesi önemlidir.

Rol Model Olmak

Ebeveynlerin ve eğitimcilerin kendi ekran kullanımlarını kontrol altına alarak gençlere örnek olması kritik bir faktördür. Çocuklar ve gençler, etraflarındaki yetişkinlerin davranışlarını model alırlar. Bir ebeveyn sürekli telefonda iken gençten ekran kullanımını azaltmasını beklemek gerçekçi değildir. Bu nedenle önce kendimiz değişmeli, sonra gençlerden değişim beklemeliyiz.

Dijital Okuryazarlık Eğitimi

Gençlere sosyal medya, çevrimiçi güvenlik ve dijital etik konularında kapsamlı eğitimler vermek gerekmektedir. Dijital dünyada nasıl güvenli kalacaklarını, kişisel verilerini nasıl koruyacaklarını, siber zorbalıkla nasıl başa çıkacaklarını öğrenmeleri önemlidir. Ayrıca sosyal medyanın algoritmalarının nasıl çalıştığını, içeriklerin nasıl manipüle edebileceğini anlamaları, daha bilinçli kullanıcılar olmalarını sağlayacaktır.

Yüz Yüze Sosyalleşme Fırsatları

Gençlerin akranlarıyla yüz yüze vakit geçirebileceği güvenli ve çekici mekanlar oluşturmak elzemdir. Gençlik merkezleri, kütüphaneler, spor tesisleri ve sosyal alanlar, gençlerin sanal dünyadan gerçek dünyaya geçişini kolaylaştıracaktır. Bu mekanların sadece fiziksel olarak var olması değil, aynı zamanda gençlerin ilgisini çekecek program ve etkinliklerle desteklenmesi de önemlidir.

Profesyonel Destek

Ekran bağımlılığının ciddi boyutlara ulaştığı durumlarda psikolojik danışmanlık desteği sağlanmalıdır. Bazı durumlarda ekran bağımlılığı, altta yatan depresyon, anksiyete veya diğer psikolojik sorunların bir belirtisi olabilir. Bu gibi durumlarda profesyonel yardım almak, sorunun kökten çözülmesi için gereklidir. Okullarda ve toplum sağlığı merkezlerinde bu konuda uzmanlaşmış danışmanların bulunması faydalı olacaktır.

Son Söz

Teknoloji ve ekranlar artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası. Amaç gençleri ekranlardan tamamen uzak tutmak değil, sağlıklı bir denge kurmalarına yardımcı olmak. Ekranlar, doğru kullanıldığında öğrenme, yaratıcılık ve gelişim için güçlü araçlar olabilir. Pandemi döneminde gördük ki, ekranlar eğitimin devam etmesini, insanların birbirine bağlı kalmasını sağladı. Sorun ekranların kendisi değil, kontrolsüz ve bilinçsiz kullanımı.

Bu anket sonuçları, ekran bağımlılığı konusunda toplumsal bir farkındalık oluşturmanın ve gençlere bu konuda destek olmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Gençlerin yüzde 73’ünün değişmek istemesi, bu konuda atılacak adımların karşılık bulacağının en güzel göstergesi. Birlikte hareket edersek, dijital çağın avantajlarından yararlanırken, dezavantajlarından korunabiliriz.

Unutmayalım: Ekranlar geleceğe açılan bir pencere olmalı, geleceği gölgeleyen bir duvar değil. Gençlerimiz bu pencereden dünyaya bakarken, aynı zamanda gerçek dünyanın güzelliklerini, yüz yüze ilişkilerin değerini, fiziksel aktivitelerin keyfini de yaşayabilmelidir. Bu dengeyi sağlamak hepimizin sorumluluğundadır.